1mayıs

İskandinavya’nın haline bak,  gözlerimin yaşına bak.

Karnı büyük, vahşi kapitalist,  seni gidi vicdansız!

İskandivaya’yı bile midene indirdin, insafsız!

Hemde nasıl …

Kamulusu (=offentlige sektor), beyaz yakalası  1 Mayıs’ta tatil yapıyor, mavi yakalılar ise zorla çalıştırılıyor !

Beyaz Yakalı = Hvid krave arbejde

Mavi Yakalı = Blå  krave arbejde

1 Mayıs kutlayacağım diyen işçi, işten atılıyor.  Her iş yerinde vikar (=taşeron işçi)  dolu.

Şu İskandinav modelinin haline bak ya !  Hâlbuki son umudumuzdun. .

Yukarılarda zaten Hr. Kapitalin (=Bay kapital)  borusu ötüyordu da, bari bizi kendi çöplüğümüzde rahat bıraksaydın be ”kapi”. Hep böyle başlarsın zaten. Önce bölersin. Bir tarafı ezerken, izleyen tarafı şöyle biraz hoş tutarsın. Böylelikle bir taraf yok edilirken, diğer tarafın kılı bile kıpırdamaz. Velhasıl-ı kelam herkesi sırayla kanlı çarkından geçirirsin.

Sesini çıkarmayan beyaz yakalılar,  merak etmeyin sıra size de gelecek yani.  Evinize gidin koltuğunuza kurulun ve pinekleyin.

Küçük burjuva ve kamu işçileri için şimdilik her şey hoş.  Şimdilik…

”Kamu” çalışırken, kamu çalışanının tatil yapması da neymiş kardeşim?

Sendika enflasyonun olduğu bir memlekette, sendika yönetimlerinin bira içip, havanda su dövmekten başka yaptıkları yok.  Zira bira içende kalmamış ya! Danimarka sen ne hale geldin?

Güzelim memleketim Türkiye’de ise  zaten işler iyice zıvanadan çıkmış. Devlet, kendi vatandaşından  ”39 bin” polis ile bir meydanı koruyor. İç savaş mı çıktı kardeşim?

Dün bir test için hastaneye yolum düştü. Ama testi yapacak doktoru bulamadım. Çünkü 1 Mayıs olduğu için personel tatilmiş. Tatilde ne yapıyor peki? Arka bahçede güneşleniyor. Yoksa 1  Mayıs kutlamasına gidecek hali yok ya kamulu !

Komune (= belediye)  çalışanı hanımım eve erkenden gelmiş. Komune personeli 1 Mayıs’ta yarım gün çalışıyor. Okullar öğle tatili sonrası tatil olmuş, çocuklar eve gelmiş. Maşallah tüm öğretmenler 1 Mayıs kutluyorrr… dermişiimmm.

El emeği, alın teri  döken köleler? (Bu soru cümlede,  öznenin buyurduğu şahıslardan biri  ben oluyorum. Cevap vereyim bari.)

– Buyur.

– Çalışın  yavrum. 1 Mayıs’ta neymiş?

– Bebeler aç kalmasın, hanımın keyfi kaçmasın, konto (=banka hesabı)  boş kalmasın. Çalışayım bari. Tamam  Hr. Kapital !

Yahuu şu 1 Mayıs’ı bahane edip, işe gelmeyip evde yatan doktor arkadaş. Şu yaptığına bak ya! Biz 1 Mayıs tutamıyoruz ( =1 Mayıs kutlayamıyoruz ). Senin 1 Mayıs’ta ne işin olur ya ? Beni zıvanadan çıkardın yine. Ben zaten sana çok gıcığım bilesin. Geçmişte  bir test için 1 sene sonraya bana randevu vermiştin. Hatırlıyor musun ? Eve mektup gönderiyorsun, güzel.  Mektubu açıyorum. 2 Ekim’de şu klinikte olman lazım yazıyor. Fakat  mektubun elime geçtiği tarih 5 Ekim.  Postaneye kızarken, seni arıyorum. Postane mektubu geciktirmiş, elime çok geç ulaştı, teste gelemedim, kusura bakma derken… olan oluyor :

”Tarihin sene hanesine  baksana ” diyorsun bana.

Bir bakıyorum ki; randevu tarihi bir sene sonrası için!

– Tamam efendim. Beklerken ölmezsem, 1 sene sonra görüşürüz. Görüşürsek yalnız seni çok güzel ‘kapita’cak ben! Haberin ola.

İskandinavya’nın haline bak,  gözlerimin yaşına bak kardeşim !

Durumu  – ”iki kültürsüz”  biraderime   – anlatıyorum.  Son cümlem : ” Yahuu bizde dünyanın en zengin ve refah ülkesine geldik sanıyorduk. ”

İki kültürsüz  cevap veriyor:

– Abi sen gelmeden önce öyleydi. Sen geldikten sonra bozuldu buralar.

El-cevap:

– Ne yani lan, biz mi bozduk buraları?

Fikirden geçenler:

” Nereye gelsek, oranın  biippp çıkıyor, uğursuzluk bizde – bippp bippppp – ”

”İki dilsiz”  birader telepati ile bana sesleniyor.

–  Beğenmeyeceksen neden geldin o zaman be birader?

Benden iki dilsizse fikirsiz frekansından cevap:

– Eros’un katakullesi birader. Ben erosu bir yakalarsam zaten…

– Ne yapacaksın ?

– Muta nikâhı kıyacak, kuyruğunu çıkaracağım.

– O neymiş?

– Evleneceğim yani

– Tamamda o kadın değil ki?

– Birader, Daniska ‘da yaşıyoruz biz değil mi?

– HVABEHAR!

Nerede  kalmıştık?

– Kapitalizm.

– Ay ben onun kapisini, lizim lizim edeyim emi.

– Ne diyorsun sen arkadaş, hangi dilde konuluyorsun? Kimsin, nesin? Dalga mı geçiyorsun? Yazının sonuna doğru iyice saçmaladın.

– Yok, be dış ses biraderim. Kusura bakma.

Biz Tuyağa’lardanız.

Daniska ülkesi, Peyağa topluluğuna dahiliz.

Yutlaan Bölgesi Øzgyrika şehrinde ikamet ederiz.

Ben şahsen Emirbiya’lılara Smyrna’dan  ihraç damadım.

Buraların milenyum model 4. kuşak siviyasonu olurum.

Konuştuğumuz dil – tyrkiskdanca- dır.  4 helvalı lehçesi, dendeye agzı.

Daniska’ya hakim ‘’opiroven’’ kültürü kafamızı karıştırdı. Ondan böyle olduk!

Türkçe yazsak olmuyooor. Danca yazsak olmuyor..

Türkçemiz 2014  türkçesi değil, diğerini zaten tam anlayan neredeyse yok.

Anladın?